Edvard Munch, tuvallerine çizdiği her çizgide hayatın acısını, dehşetini ve kaygılarını gözler önüne sererek sanatın sessiz ama derin çığlığını izleyicisine duyurmuştur. Çağdaş sanatın en ikonik eserlerinden biri olan ‘Çığlık’ın yaratıcısı, acıklı hayat hikayesini tuvallerine yansıtırken, aynı zamanda iç dünyamızın en karanlık köşeleriyle yüzleşmemiz için bize cesaret verdi.
Edvard Munch’un hayatını, eserlerini ve sanatını birlikte keşfedelim.
Kaynak: 12
Edvard Munch, 1863’te Norveç’te doğdu.
Henüz bir yaşındayken ailesiyle birlikte Oslo’ya taşındı.
Munch, annesi beş yaşında tüberkülozdan öldüğünde hayatının ilk büyük kaybını yaşadı.
Annesinin yokluğu ve babasının bu ölümden duyduğu derin üzüntü, Edvard’ın erken yaşta tanıştığı acıyı büyük ölçüde artırdı.
Ablası Sophie on altı yaşında tüberkülozdan öldüğünde acısının doruğuna ulaştı.
O zamanlar sadece on üç yaşında olan Edvard, kız kardeşinin yaşam mücadelesine bizzat tanık olmuştu. Birkaç yıl sonra çizeceği ‘Hasta Çocuk’ ve ‘Hasta Odasında Ölüm’ gibi resimlerinde de bu acıyı görebiliriz. Bu olaylar, sanatındaki koyu ve acılı tonların temelini oluşturmuştur.
Munch, mühendislik eğitimine babasının isteği üzerine Christiana Teknik Koleji’nde başladı.
Bir yıl sonra resim tutkusunu daha fazla gizleyemedi ve okulu bıraktı. Kendi yolunu çizerek ressam olmaya karar verdi ve Norveç Sanat Enstitüsü’ne kaydoldu.
1882’de Christian Krohg, Frits Thaulow ve Erik Werenskiold gibi değerli ressamların açtığı Sonbahar Sergisini ziyaret etti ve bu grubun etkisiyle bir süre Krohg’dan ders aldı.
Sahilde Inger
Munch, Frits Thaulow’un desteği ve bazı burslar sayesinde 1885’te Paris’e gitti ve bu yolculuk Munch’un sanat anlayışını derinden etkiledi.
hayatın dansı
Paris’te bulunduğu yıllarda empresyonizm, post-empresyonizm ve sembolizmi yakından inceledi.
Claude Monet, İzlenim: Gün Doğumu
Bu dönemde Van Gogh ve Gauguin’in çalışmalarına büyük hayranlık duydu.
Van Gogh, Yıldızlı Gece
Paris’ten ülkesine döndüğünde Norveç’in ilk empresyonist ressamı oldu.
Ayrılma
1887’de düzenlenen ve eserlerini sergilediği Güz Sergisi’nde beklediği ilgiyi göremeyince bunalıma girdi.
Vampir
1889 yılında açtığı ilk kişisel standında 110 eser sergileyerek olumlu ve olumsuz eleştiriler aldı.
Bu stant Munch’a devlet bursu verdi ve tekrar Paris’e gitme fırsatı buldu.
Tam bu sırada babasının ani ölüm haberinin ardından eğitimine bir süre ara verdi.
melankoli
1890’da Norveç’teki Sonbahar Sergisinde “Karl Johan Caddesi’nde Bir Bahar Günü” de dahil olmak üzere birçok eserini sergiledi.
1892’de Berlin Sanatçılar Derneği’nin düzenlediği, olumsuz eleştiriler nedeniyle bir hafta sonra kapatılan sergiye katılarak adını duyurdu ve genç sanatçılar arasında birçok taraftar buldu.
Yıldızlı bir gece
1893’te Norveç’e döndü ve en ünlü eseri “Çığlık” üzerinde çalışmaya başladı.
1908’de Kopenhag’da bir sergi hazırlarken fiziksel ve duygusal yorgunlukla mücadele etmek zorunda kaldı ve sinir krizi geçirdi.
Bunun üzerine Kopenhag’da bir klinikte tedavi gören sanatçı, büsbütün güzelleşti.
Hayatının son döneminde sağlığı bozulmaya başlamış ve 80 yaşında vefat etmiştir.
